Ve şom ağızlar Can't Bonomo dedi...

Yarı final gecesi “Can’t Bonomo”yu Worldwide Trend Topic yapanlar utansın.

Bülent Özveren’in sunumu ile gerçekleşen Geleneksel Eurovision Şarkı Yarışması’nı bu yıl da tamamladık. Seneye IKEA‘nın memleketi İsveç’teyiz…

Peki neler oldu, neler bitti? “Eurovision spotlarımın altında” yakıştırmasını yapacağımız 8000 spotlu Baku Crystal Hall (Bakü Kristal Salon) nelere sahne oldu?

Sonradan açıklanan yarı final sonuçları, finalin aynasıymış / aynısıymış meğer. Ayrıca finalde Türkiye ve İsveç için ilk 7’ye girerler diye not almıştım ve 7. olduk. Buna da şükür.

……………………………………………………………………………………………………………..

O kuzey ülkeleri de hep birbirlerine puan veriyor!

TRT Can Bonomo’nun temsilciliğini açıkladıktan sonra, Leyla ile Mecnun‘un şu sahnesi ile ne düşünmüştür acaba?

Evet çok politik bir yarışma… Peki her yıl bize en yüksek puanları veren Almanya, Fransa, İngiltere ve Hollanda gibi ülkeler bu yıl neden düşük puan verdi? Demek ki şarkıyı beğenmediler. Özellikle İngiltere, 1 ne yaa? Hiç vermeseydin…

……………………………………………………………………………………………………………..

Şimdi efendim, Eurovision ülkemizde yapıldığı dönemden beri Arttek adındaki Türk yazılım firması tarafından sağlanan o oylama sistemi ve yamulmuyorsam ilk Türkiye’nin uyguladığı video postcard ülke görüntüleri “yahu her şey Türkiye ile mi başlamış?” dedirtiyor.

Neymiş, Eurovision’ı kimse önemsemiyormuş. Külliyen yalan!

Hem katılan ülkeler önemsiyor, hem de bizim önemsemeyen kitlemizin büyük bölümü oturup izliyor. Kazanamayınca da “bir daha Eurovision’a katılmayacağız” diyenler çıkıyor. Pardon, TRT misiniz siz?

……………………………………………………………………………………………………………..

Müzik magazin blogu değil burası, biraz da tiplerden bahsedelim.

– Loreen’in tarzı hoştu, sağa sola savrulan bir kadın izledik sahnede. Bu arada Loreen tanıdıkmış meğer! Yurt dışında yaşayan Türk sanatçı Aynur Aydın’ın vokalistiymiş.

– Bir de Hollanda’dan katılan Mersinli Ayten vardı, yarı finallerde elendi.

– “Can Bonomo’nun ‘Love me back’ dediği kız meğer Danimarka’nın solistiymiş” gibi bir tweet görmüştüm. Komik misiniz acaba?

– 70 yaş üstü Rus ninelerin fırında çörek pişirirken “party for everybody” diye şarkı söylemeleri çok sevimliydi. Zaten bu yüzden 2. oldular. Biri tweet atmış, “seneye Ajda Pekkan‘ı gönderelim, nine nasıl olurmuş görsünler” demiş. Ajda nine yıllar önce Petrol’le katılmıştı, neden olmasın…

– Kimdi o, hani kafasındaki rasta boynuna dolanan? Arnavutluk’un yarışmacısıydı galiba. Öyle böyle değil fena bağırdı kadın.

– Finlandiya’da puanlamayı sunması için ekrana Lordi çıktı, yıllar onu hiç değiştirmemiş. Hala çok korkunç, ürkünç, ıyk falan. Fotoğrafları nasıl taradım, bunu buraya nasıl ekledim, ben bile bilmiyorum.

– Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin yarışmacısı 93’lü kızın sesi ne kadar karttı öyle? Görmesem erkek sanabilirdim. Ayrıca neymiş; kılık kıyafet, güzellik, seksapalite falan boş! İsveç çıplak ayaklı, saçlarından suratı bile görünmeyen kızla nasıl kazandı, di mi ama? Ya eksik dişli Rus nineler?

– Jedward ikizleri altın rengi kostüm ve aynı tonlarda saçları ile çok tipitiplerdi. Bir de son sahnede üzerlerine yağmur yağdırıldı. Eurovision’da ilk kez su kullanılmış, inanılmaz ötesi di mi? 19. oldular, vallahi o suya yazık…

……………………………………………………………………………………………………………..

Bunlar da bizim nineler

Şu ninelerle mi katılsak seneye? Baksanıza çok yaratıcılar. Manuel tahterevalli eşliğinde hoplaya zıplaya şarkı söylerler. İsim de buldum şarkıya; Jump for joy!

O değil de hacı, son birkaç yıldır şu Azerbaycan’ın sunucu ve yarışmacılarına çok şaşırıyorum. Bilmesem batı ülkelerden birilerini alıp çıkarmışlar sahneye diyeceğim. Görüntü güzel, ses güzel.

Maşallah maşallah…

Başka diyeceğim bir şeyler kaldı mı acaba?

Ha evet, #CANımsınBONOMO :P

Can Bonomo’yu bir an Jack Sparrow olarak düşündüm de…

Öyle işte.

Hadi selametle…